Tarih 27 Ocak 2024'ü gösterdiğinde Ankara biletini almış beyaz saçlı, kurt bir siyasetçi tek başına peronda bekliyordu. İzmir'in 3 dönemine hükmetmiş bir yönetici olarak aklında tek bir düşünce taşıyordu yaşlı kurt. 2019 yılının 31 Mart'ı için dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na gidip onu aday yapmayın, yapacaksanız kararımdan vazgeçerim ben de aday olurum, o İzmir'i satar dediği, kendi tabiriyle andığı "o adamın" koltuğundan gidişini müjdeleyecek bugünün Genel Başkanına söyleyeceklerini düşünüyordu.
Bu, başına gelenin benzerini halefine yaşatmayı kendine görev edinmiş, intikam duygusuyla objektif düşünme yeteneğini kaybetmiş bir ihtirasın teşekkürü olabilirdi veya İzmir'in onursal başkanı olarak İzmir için hep en iyisini bilecek olan o seçilmiş akil adamın onayı. Peki süreç, "benim adayım bu", "işi en iyi yapacak kişi o" dediği, liyakatine ve tecrübesine kefil olduğu Alaattin Yüksel'den, yeter ki Tunç Soyer olmasın da kim olursa olsun deme noktasına nasıl gelmişti? Beraber yola çıktığı Alaattin Yüksel ve arkadaşlarını bir kenara bırakıp, gözü kapalı Cemil Tugay'a destek verme kararına onu ne itmişti, İzmir aşkı mı, yoksa devrik lider Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tunç Soyer'i arabasına almasıyla başlayan flörtün ve devamındaki evliliğin içinde yarattığı onu kemirip duran o derin ızdırap mı? Kendisine göre Tunç Soyer Seferihisar'ı sata sata gelmişti, o adamdan yönetici olmazdı, o adam büyükşehrin tüm gayrimenkullerini satardı, o adam belediyeyi borç batağına sürüklerdi. Büyük başkanlığı döneminde kulağını en fazla malum nedenlerle çınlattığı, bundan bir şey olmaz dediği ve kendine en az risk gördüğü o adama, tüm çabalarına karşın, koltuğu devrettiği gün kendine ettiği yemin, belki de bugün Tunç Soyer'i koltuğundan eden çalışmaların altyapılarından birini oluşturmuştu. Hazır Tunç Soyer "Kemalciydi’’ yenilikçilerden değildi, hazır Özgür Özel'i kızının düğününe çağırmamıştı, hazır CHP yöneticileri yalnızca vekil oldukları dönemde istediği hiç bir şeyi ona kolayca yaptıramamıştı, hazır yeni dönem parti ileri gelenlerinin: meclis üyesinden ilce belediye başkanlarına, yerel örgütlerinden büyükşehir belediye başkanına, şirketlerden bürokrasiye kadar, tüm mevkileri dizayn etme özgürlüğüne engel oluşturacaktı. Yaşlı kurt için intikam veya 2.dönem sürdürülecek yanlıştan dönülmesi için bundan daha iyi fırsat olamazdı. Yaşlı kurt değişimciydi ancak Bay Kemal değişimden anlamıyordu. Kendisini, çok donanımlı, çok vizyoner, çok farklı biri, fikirlerine hayran kaldım, Avrupai bir aklı var, İzmir'e çok şey katacak dediği Tunç Soyer'le değiştirmesi asla liyakatli bir yenilik hareketi olamazdı. Yaşlı kurt bu haksızlığı asla unutmazdı. 2023 yılı aday adaylık döneminde Cemil Tugay'ın "seçilirse" atayacağı kurmaylarını Aziz Kocaoğlu'nun ekibinden oluşturacağını söylemesiyle yakın arkadaşı ve siyasi yoldaşı Alaattin Yüksel ile sürdürdüğü yolculuğa paralel bir yol ekledi. Ne prensi kabul edilen ancak aday olma sözünü çiğneyen Olgun Atila, ne onu ben var ettim dediği ancak güçlü ilişkilerini sindiremediği Buğra Gökçeyi istedi yaşlı kurt. Cemil Başkan tüm ilçeleri partinin ileri gelenlerine paylaştırma matematiğini ustalıkla yürüttüğü ve tıpkı kentin en kilit isimlerine yalnızca kendilerine söyler gibi "bana destek ol beraber yönetelim" dediği sıralarda onu da onure edip gönlünü çalabilmişti.
27 Ocak 2024 de Ankara’nın soğuk havasında içi sıcacık çıktı yaşlı kurt Genel Merkezden. Bir arkadaşıyla rakı masasına oturdu. İstediğini almıştı. 2.dönemi için bugüne kadar görmediği, uluslararası düzeyde övgü alan bir çok projeyi başlatıp tamamlama hedefinde olan bir belediye yönetiminin bozguna uğraması değişimin ta kendisi olmalıydı. Her gün sabah 6da kalkıp sistematik bir şekilde kilometrelerce koşmadan güne başlamayan bir kişi olgun bir yönetici olamazdı, bisiklet bindiği için trafiğin sorunlarını görmezden gelen biri halkçı olamazdı, pandemi, deprem felaketlerinin, ekonomi krizinin girdabında yağmur suyunun boşa gitmesini istemeyen, altyapıya, metroya milyarlarca lira gömmüş bir kişi ancak budala olabilirdi.
Ve bu kenti artık yönetmemeliydi. Halefinin başında gardiyan yaptığı bürokratlarıyla 4.dönemi devirip, 5.döneme girme gücünü elinde tutan İzmir aşığı onursal Başkan, kenti için siyaseti bir sanat olarak yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğe benziyor.